<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d15076973\x26blogName\x3dsucuklu+pasta+v2.0\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://mc1r.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://mc1r.blogspot.com/\x26vt\x3d6219159003031641420', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe", messageHandlersFilter: gapi.iframes.CROSS_ORIGIN_IFRAMES_FILTER, messageHandlers: { 'blogger-ping': function() {} } }); } }); </script>

Cuma, Aralık 16, 2005

şimdi efendim “gözlere bakıp olayı çözerim”, “dudaklar dişler ıslak ıslak” ya da “saçlarına dolanayım” gibileri var da, bir de bizim gibi buruncular var haykırıyorum. evet sayımız az, mülayim insanlarız fakat burnunu beğenmediğimiz insana yan gözle bakamayız karşı cins platformunda. burun fetişizmi dedik kolay olsun diye, fakat bir yandan içimiz rahat etmedi “lan ben sevişirken burunla münasebetim nedir ki?” şeklinde. ancak fetişin psikanalitik tanımını okuduk ettik, benim için burun organının “kişiye çirkin görünmesi durumunda kesinlikle cinsel heyecan duydurtturmayan bölge” olduğuna da kanaat getirdim. sonuç: evet burun fetişizmi, tamamdır.
öncelikle burunu tanımlayalım: burun en basit tanımıyla bir bebeğe “otobüs kamyon araba jip biiip” yaparken biiip’e denk gelen bölgedir, böyle ağır bir sorumluluğu vardır. peki burun fetişizmi? karşı cinste ilk olarak buruna bakma; çevredeki herkesin bayıldığı, her nahiyesi mükemmel fakat burnu kötü olan birini asla beğenememe; güzel bir buruna sıkılmadan dakikalarca bakabilme hatta sadece bir buruna aşık olabilmektir burun fetişizmi. sevgilinin (ki burnu güzel olacaktır mutlaka) burnunu fırsat buldukça okşama, öpme, burun deliklerine dokunma veya onları dilleme şeklinde de dışa vurulabilir, neden vurulmasın. ayrıca kişinin kendi burnuyla da ilgilenmesi (hayranlık duyması?), onu gözle ya da elle incelemesi, sıkıldıkça onunla oynaması ve bazen ona bir çamur heykel gibi elle şekil vermeye çalışması; onu sevgisiyle, anadolu ateşiyle yoğurmaya çalışması da burun fetişistlerinde görülen şeylerdir. bu yüzdendir ki burun fetişistlerinin burunlarının kıkırdak kısmı yumuşak olur genelde, sürekli oynanmaya maruzdur çünkü bu zavallı burunlar. cinsel fetiş baaabında da ilk paragrafta söz ettiğimiz gibi bir durum mevcuttur doğal olarak.

burun fetişizminin kökeni konusunda da bazı analizlerim var elimde fekat önce burunları tanıyalım, bir buruncu buruna nasıl bakar öğrenelim ister misiniz? samimiyet sağlamaya çalışıyorum.

burunun yapısını inceleme hususunda benim şahsen kullandığım üç parametre vardır ki bunlar dışında kalanlar burun deliği yapısı (köşeli, daire), burun deliği boyutu, burun genişliği gibi pek de hale yola sokamadığım karmaşık etkenlerdir, bunları belirtmekle yetineceğim. benim sevgili üç parametrem şunlardır sevgili burun dostları: burun eğrisinin ikinci türevi, burun taban eğrisinin türevi ve burun eğrisinin integrali. calculus bilmeyenler korkmasın, biz de meendis değiliz, birkaç hatırlatma yaparız elbet.


bir burun eğrisi, ikinci türevi (yani ivmesinin ivmesi) negatifse ­­, pozitifse , depresyondaysa (sıfır denir buna calculus’ta) şeklindedir. şimdi örneklerle duruma bakarsak şöyle olüyör:

bu noktada söyleyebiliriz ki, burun fetişisti insanların çoğu, ikinci türevi pozitif veya sıfır olan burunları tercih etmekteler. kanca, karga, kemikli, cadı gibi pejoratif (çirkef) tabirlerle anılan negatif burunları seven yok mu? üzülmeyin o da var. fakat diğer yandan pozitifler için olan tabirlerin güzelliğine bakar mısınız: hokka gibi burun… bir tane varmış (ketenpereye getirmiş olmayayım da sizi), ayrıca hokka ne demek hakikaten bilmiyorum. güzel ama. hoş. bir de geçenlerde tanıştığım bir insanın ve benim küçükken birbirimizden habersiz olarak yaptığımız sevimli ama etkili bir tanım varmış ki o da şu: iki kaşın ortasına konan sinek kayıp düşüyor ve havaya uçuyor ya da yere çakılıyor.

şimdi ırkçı söylemlere girersek iskandinav halkında negatif ikinci türev bulmak ne kadar zorsa, arap ırkında da pozitif bulmak o kadar zordur. gibi geliyor bana. tam bilmiyor olabilirim. üstüme gelmeyin. zenciler (siyahlar.. ee negro.. afroamerikalı?) de pozitiftir bak. sıcak insanlar.

bir eğrinin türevinin bir noktasındaki limit eğim olduğunu hatırlatarak ikinci parametremi açıklıyorum. burun taban eğrisinin (burun deliklerinden burun ucuna kadar) türevi negatif, sıfır ve pozitifken karşılaşacağımız burunları sırasıyla görüyoruz.genellikle asıl eğrisinin ikinci türevi pozitif olan burunların taban eğrisinin türevi de pozitif, asıl eğrisinin ikinci türevi negatif olan burunların taban eğrisinin türevi de negatif olma eğilimindedir. ancak yine de bunun tersi durumlar görünce şaşırmamalıyız, dalga geçmemeliyiz. ayıp.

“hocam integral neydi?” dediğinizi duyar gibi olmuyorum yukarıda allah var, ancak haydi cevabı yapıştırayım: sizin bilmeniz gereken, integralin o eğrinin altındaki alanı verdiği. aslında benim hatırladığım da bundan ibaret galiba. şöyle alayım hemen:

burunun altındaki alan yani burunun surat zemininden yüksekliği gibi bir şey oluyor bu değer bizim nazarımızda. o kadar bilimden kopmuş insanlarız düşün artık.

evvet bu üç değer gözününe alındığında bir burun fetişisti olarak ne tür burunlardan hoşlandığımızı ana hatlarıyla ve bilimsel tanımlara dayanarak söyleyebiliyoruz. yani artık “yaa böle küçük ama.. hokka gibi yani.. böle kalkık..” gibi karşı tarafı muallakta bırakan sözlere son!

son olarak burunun yüz ile ilişkisini inceleyen başka bir yöntemden bahsedip bu teknik kısmı kapatmak niyetindeyim. burun eğrisinin alın eğrisiyle olan devamlılığı hususundan bahsetmek istiyorum. 2 eğri arasında 3 farklı devamlılık türünden bahsedebiliriz, ki bunlar keskin bir geçişten yumuşak bir geçişe doğru noktasal devamlılık (sadece aynı noktada buluşuyorlar), teğetsel devamlılık (aynı noktada buluşuyorlar ve o noktada türevleri de eşit) ve eğrisel devamlılık (teğetsele ilaveten o noktadaki eğrisel yarıçapları da eşit) oluyor. biz burunlar ve alınlar için çoğunlukla teğetsel (gerçi bu amca noktasala bile yaklaşmış helal olsun) veya eğrisel devamlılıktan söz edebiliriz, eğrisel devamlılık genelde daha tercih edilir olsa da teğetsel devamlılığın yakıştığı suratlar da vardır elbette.

burun türlerini öğrendik. bu bağlamda bir insanda burun fetişizminin oluşmasına yol açan psikodinamik etkenleri inceleyeceğim ikinci bölüme geçmek istiyorum.

senin sorunun ne biliyor musun lanetolası?

bilenler bilmeyenlere anlatsın, şok geçirmesinler, biz (erkekler) (kızlar için vice versa yapıverin işte) çok küçükken annemize aşık oluyoruz a dostlar. bu kadarla da kalmıyor babamızı rakip olarak görüyoruz, çıkışta kavgaya çağırıyor, hayatımız boyunca da kendisiyle kavga ediyoruz. sağlıklı bir velette anneye olan aşk (baba tarafından pipinin koparılması korkusunun da etkisiyle) yavaş yavaş dizginleniyor, fakat insan hayatı boyunca annesine benzer kadınlara aşık olma eğiliminde oluyor.

ha ben bunları libidinal aktarım nesnesi, oedipal rakip, kastrasyon kompleksi falan diye diye kafanıza vura vura anlatmasını da bilirdim, böyle halkın anlayacağı dilde, bir hayır duanızı alırım artık.

efendim buralara nereden geldik: pozitif veya sıfırcı burun fetişisti arkadaşlarımla yaptığım sohbetler sırasında tesadüf eseri farkettim ki bu arkadaşlarımdan dişi olanlarının babasının, er olanlarının da annesinin burnu negatif ikinci türeve sahip... o anda bir kıvılcım çaktı evet. bütün bu gereksiz burun merakının oedipal nesneye (anne işte bildiğin anne) olan aşkımızın kesinlikle bittiğini, ondan farklı bir kadın aradığımızı kanıtlamak istercesine denizin buz gibi sularına atlarcasına oluştuğunu anladım. “siktir lan iki kitap okudun teori mi yazıyosun?” deme hakkını da görüyorum ben bu noktada kendi kendime kendimde. yok efendim iddialı ya da inatçı değilim, böyle de bir durum var paylaşayım dedim sadece (pıstım resmen bir köşeye). psikanalizle ilgilenmemiş insanlar bunu garipseyebilir, fakat psikanalizsever insanların bu fikri en azından ciddiye alacaklarını tahmin edebiliyorum. demem odur ki, superego (bunu anlatması uzun sürer, zaten artık freud bilmeyenlere küstüm ben bu satırlar itibariyle) ya da doğrudan ego (haydi bilinç diyelim buna bilmeyenler için, canlarım) bir iç önlem alıyor, eşşeği sağlam kazığa bağlıyor oedipal rakibin (baba), toplumun, tanrının, sokaktaki vatandaşın gazabından korunmak için, motherfucker damgası yememek için.


ha "peki neden ağız, göz, kulak değil de burun?” diye soranlara iki farklı cevabım olacak. 1- burun bir velet için yapısı itibariyle diğer yüz bölümlerine göre daha belirgin niteliklere sahip, 3 boyutlu bir organımız. ayrıca ayak, el, burun gibi 3 boyutlu nesneler fetiş anlamında “penisin yerine koyma” açısından daha verimliler ki bu konuların konumuzla ilişkisi bu yazı kapsamında açıklanamayacak, açıklansa içimizi bayacak kadar karmaşık. 2- bazı insanlar bu iç önlem için burunu, bazıları gözü, bazıları dudağı seçiyor olabilir, diğer fetişler de bu şekilde oluşuyor olabilir, ne bileyim ben.

ha bütün bunların dışında özsevi bağlamında sadece insanın kendi burnuna benzer burunlardan hoşlanma eğilimi ihtimali de daha basit ve temel (ve sıkıcı) bir sebep olarak duruyor karşımızda.

burunu, burun fetişizmini, türlerini ve muhtemel sebeplerini incelediğimiz bu yazımızın sonunda, tüm kamuoyunu burunseverlere saygılı olmaya, onları anlamaya davet ediyorum. “ehe mehe sümük var yeaaa sümük de mi seviyosun sen şimdi eheheha” yavşaklarına o sümük olmasaydı ciğerlerimizin yine o sümük kapsamındaki pis iğrenç partiküllerle dolacağını hatırlatıyorum. şüphesiz ki yaradan herşeyi bir sebep için yaratmıştır.



sonsöz: bu yazı için bana güç veya ilham veren “eski çıktığım”a, bryce dallas howard’a, avril lavigne'e ve burunlarına sevgilerimi gönderirken, eğrisinin ikinci türevi sıfıra yakın, taban eğrisinin türevi pozitif, integrali büyük, delikleri köşeli burunlara sahip bayanlara selam ediyorum.

Hit Counter
Site Counters